TÜRK SANAT MÜZİĞİ NAZARİYATI
TÜRK SANAT MÜZİĞİ VIDEO
KLASİK TÜRK MÜZİĞİ VIDEO
TÜRK SANAT MÜZİĞİ
KLASİK TÜRK MÜZİĞİ
TÜRK SANAT MÜZİĞİ NOTA ARŞİVİ TÜRK MUSIKİSİ NAZARİYATI http://notaci.com/MAKAMLARIN_TANITIM.pdf BÜLENT DİZDAR http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=53520 Müzik Bu sözcük, dünyanın her yerinde aynı anlamı taşır. Genel bir tanımı yapılmamış olmakla birlikte seslerin bir sanat çerçevesi içinde sunulmasına Müzik denilmektedir. Bir duyguyu, bir olayı ifade etmek için bir takım sesler çıkartırız. Çıkardığımız bu sesler yan yana gelerek birbirini izler. Çıkarttığımız sesler, o duyguyu en iyi ifade edecek şekilde kimi zaman yüksek kimi zaman alçak tonda, kimi zaman uzun kimi zaman kısa ifadelerle olur. Bazen de susmamız gerekir. Sesleri yazı diline döktüğümüzde nasıl ki harflerle ifade ediyorsak müzik seslerini de Notalarla ifade ederiz. Nota isimleri ilk olarak İtalyan papaz Guido D'arraze tarafından kullanılmış ve sonra ufak değişiklikler yapılarak herkes tarafından benimsenmiştir. İlahi şöyledir Ut quent laxis REsonera fibris MIra gestorum FAmuli tuorum SOLve poluti LAbii reatum Soncte Iohannes Burada görüleceği üzere Ut yerine Do ve So yerine Si kullanılmaktadır. Porte: Yazı yazarken nasıl ki belirli bir düzen içinde satırlar kullanıyorsak müzik yazısı yazarken de satır adı verilen çizgiler kullanılır. Üst üste dizilen, birbirine paralel 5 çizgi ve 4 eşit aralıktan oluşan şekle Porte denir. Notalar, işte bu çizgi ve aralıklara yazılır. Portede çizgi ve aralıklar aşağıdan yukarıya doğru olmak üzere 1. çizgi - 1. aralık, 2. çizgi - 2. aralık, ..... şeklinde sıralanır. Portenin alt kısmına doğru inildikçe sesler pesleşir (kalınlaşır) üst kısmına doğru çıkıldıkça sesler tizleşir (incelir). |
TÜRK MUSIKİSİ FORMLARI AYSENİ TOKER Türk Müziği ile Batı Müziğini birbirinden ayıran en büyük özellik, yarım seslerdir. Batı Müziği Türk Müziğindeki yarım sesleri kabul etmezken dolyısı ile bizim müziğimizdeki yarım sesler, makamları olşturmuştur. Bununla beraber, Türk Musıkisinde birtakım formlar ve biçimler de oluşmuştur. Bunları biraz değerlendirelim... Türk Müziği ilk başta kendi arasında ikiye ayrılır. 1) Saz Musıkisi (Instrümental müzik) 2) Sözlü Musıki (Vokal Müzik) Sözlü Musıki de kendi arasında ikiye ayrılır: I - Dini Musıki, II- Din-dışı (La-dini) musıki 1) Saz Musıkisi içinde ki formları sıralarsak, a) Taksim b) Pişrev c) Medhal d) Saz Semaisi e) Longa f) Sirto g) Oyun havası h) Aranağme ve koda. 2) Sözlü Musıkinin formları ise yukarıda belirttiğimiz gibi 2' ye ayrılır I) Dini Formlar (Bunlar, dini musıki de cami musıkisi, tekke musıkisi olarak sınıflandırılır) a) Ayin (Mevlevi ayinleri) b) Na't c) Durak d) Miraciye e) İlahi, tevşih f) Şugul g) Ezan h) Mahfel sürmesi ı) Tekbir, Temcid, Tesbih j) Salat ve Selam k) Münacaat l) Mevlid. II) Din-dışı formlar: a) Kar b) Kar-natk c) Karçe d) Beste e) Ağır Semai f) Yürük Semai g) Gazel h) Şarkı I) Türkü j) Kuçekçeler (Köçekçe) |
BÜLENT DİZDAR Nota: Nasıl ki yazı dilinde sesler harflerle gösteriliyorsa, müzik dilinde de notalarla gösterilir. Nota bahsini ileriki aşamada detaylı olarak anlatmaya çalışacağım. Fakat şimdi sadece genel bir tanım yapmak ve notaların porte üzerindeki yerlerini göstererek bu bahsi geçmek istiyorum. Müzik seslerini porte üzerinde göstermeye yarayan şekillere Nota denir. 7 tane nota olup bunlar sırasıyla; DO, RE, Mİ, FA, SOL, LA, Sİ olarak adlandırılır. Notaların porte üzerindeki yerleri aşağıdaki gibidir. Anahtar: Porte üzerine notaları yazmadan önce mutlaka anahtar denilen şekiller koyulur. Müzikte kullanılan 3 çeşit anahtar vardır. Bunlar; SOL Anahtarı, DO Anahtarı, FA Anahtarı. Türk Musıkisinde sadece SOL Anahtarı kullanılmaktadır. Aşağıda anahtarların porte üzerine nasıl yazıldıkları görülmektedir. |
Gam (Dizi): 8 notanın ard arada sıralanması bir gam (dizi) oluşturur. Notalar, kalından inceye doğru sıralanmışsa çıkıcı dizi, inceden kalına doğru sıralanmışsa inici dizi adını alır. Çıkıcı dizi İnici Dizi Ek Çizgisi: Seslerin sadece portede belirtilen tizlikte veya peslikte olması beklenemez. Bazen çok pes, bazen de çok tiz sesler çıkabilir. İşte portenin dışına taşan bu sesleri göstermek için portenin altına veya üstüne ek çizgiler çizilir. Ek çizgisinin gösterilişi Buraya kadar anlattıklarımda sanırım anlaşılmayan birşey yoktur. Notaların kıymetlerini anlatmaya başlamadan önce bir konuya değinmek istiyorum. Müzik, insanları dinlendirmeye ve eğlendirmeye yarar. Fakat müziğin bir bilim dalı olduğu da unutulmamalıdır. Ses nasıl ki bir fizik olayı ise, bu fizik olayını ifade etmek için de matematiğe ihtiyacımız vardır. Nasıl mı? Nota Kıymetleri: Bir müzik eserini dinlediğimiz zaman bazı seslerin uzun, bazı seslerin kısa olduğunu farkederiz. Bu sesleri zaman olarak ifade etmek için farklı nota şekilleri belirlenmiştir. Buradan şu sonuçları çıkarabilir miyiz? müzik; Fiziksel bir olayı matematiksel olarak ifade etmektir 4/4 = 2/4 + 2/4 4/4 = 1/4 + 1/4 + 1/4 + 1/4 |
Es (Sus): Nasıl ki konuşurken ifadelerimizin daha iyi anlaşılması için zaman zaman susmamız gerekiyorsa, bir eserin icrasında da zaman zaman susmak gerekmektedir. Susulan zamanlar, aynı notalarda olduğu gibi farklı sürelerde olacağı için bunları ifade etmekte kullanılan farklı işaretler geliştirilmiştir. Aşağıda sus işaretlerini görmektesiniz. Ölçü: İşte müziğin aslında bir matematik problemini çözmekten başka birşey olmadığını gösteren konuya geldik Portenin üzerine önce anahtar işaretinin koyulduğunu görmüştük. Anahtardan sonra ise bazı sayılar yazılır. Bu sayılar, birim zamanda kaç tane kaçlık nota veya es kullanılacağını gösterir. Sanırım şekil üzerinde daha iyi anlaşılacaktır. Şekilde de görüleceği üzere Sol anahtarından sonra 4/4 sayısı yazılmış. Bu bize her bir ölçüde 4 tane 1/4'lük nota veya es olacağını gösteriyor. Bunu şu şekilde de yazabilirdik; Burada da 3 tane 1/4'lük nota ve 1 tane 1/4'lük es kullandık. Sonuç değişmedi. Toplam = 4/4 Hatta gelin işi biraz daha zorlaştıralım; Şimdi ne oldu? 1/4 + 1/4 + 1/8 + 1/8 + 1/4 = 4/4 (Sonuç yine aynı. Toplam = 4/4) Peki bir ölçünün içine ölçü sayısında yazıldığı kadar nota ve esleri yerleştirdik. Şimdi ne olacak? Ölçü Çizgisi: Portenin başındaki ölçü değeri kadar nota veya es yazıldıktan sonra porteye dik bir çizgi çizilir. Bu çizgiye Ölçü Çizgisi denir. Bu çizgi çizildikten sonra yeni bir ölçüye geçilir. Aşağıdaki şekilde 2 ölçünün ölçü çizgisiyle nasıl ayrıldığı görülmektedir. |
1) Portenin 3. çizgisine (Sİ) kadar olan notaların çizgileri yukarıya doğru 3. çizgiden sonraki notaların çizgileri aşağıya doğru çizilir. 2) 4/4 - 2/4 ve 1/4'lük notaların dışındaki notaların çizgileri birleştirilir. Bu, tamamen estetik görüntü için yapılır. Nokta: Herhangi bir notanın sağ tarafına koyulan bir nokta, o notanın değerini (süresini) kendi değerinin yarısı kadar arttırır. Aşağıdaki şekilde bu daha iyi anlaşılacaktır. Bitirme Çizgisi: Eserin sonunda, portenin bitimine, porteye dik iki çizgi çizilir. Bu çizgilerden birinsisi ince, ikincisi kalındır. İşte bu şekilde çift olarak çizilen çizgiye Bitirme Çizgisi denir. Aşağıda daha önce görmüş olduğumuz ölçü çizgisini ve bitirme çizgisini birlikte göstermeye çalıştım. Tekrar İşareti: Bir eserde bazı yerlerin tekrar edilmesi istenirse bu işaret koyulur. Az özce anlatmış olduğum bitirme çizgisinden farklı olarak bu kez ince çizginin önüne üstüste olmak üzere iki nokta koyulur. Burada dikkat edilmesi gereken husus; Tekrar işaretini gördüğümüzde şayet daha önce tekrar işareti yoksa, eserin başına, varsa, daha önceki tekrar işaretine dönmek gerekmektedir. Aşağıdaki şekillerde tekrar işareti gördüğümüzde nereye dönmemiz gerektiğini anlatmaya çalıştım. Daha önce tekrar işareti koyulmadığından eserin başına dönülecek. Daha önceki tekrar işaretine dönülecek. |
Bağ Çizgisi: Bir eserde kimi yerler icracı tarafından nefes alınmadan (tek nefeste) okunması istenir. İşte bu tür durumlarda hangi seslerin tek nefeste okunması isteniyorsa o seslere ait notalar bağ çizgisiyle birleştirilir. Durma Noktası (Puandorg): Eserin belirli yerlerinde, verilmek istenilen etkiyi arttırmak için, tamamen icracının isteğine bağlı olarak durma noktaları belirlenmiştir. İcracı bu işaretin koyulduğu notalarda ölçüye bağlı kalmaksızın istediği kadar durabilir. Üçleme (Triole): Kimi zaman peşpeşe gelen eşit kıymetteki 3 notanın 2 nota süresinde icra edilmesi istenir. Bu tür durumlarda bu 3 nota bir bağ çizgisiyle birleştirilir ve çizginin iç kısmına 3 rakamı yazılır. Aşağıdaki şekilde görüleceği üzere "Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın" şarkısının giriş kısmı üçlemelerle başlamaktadır. |
Çarpma Notası: Genellikle aynı iki nota yan yana geldiğinde çarpma notası denilen nota kullanılır. Böylece bu notalar daha belirgin hale getirilebilir. Ayrıca süsleme yapılarak müziğin kulağımıza daha hoş gelmesi de sağlanmış olur. Burada dikkat edilmesi gereken husus, çarpma notası kendisinden sonra gelen notadan daha uzun süreli olamaz. Yani adından da anlaşılacağı üzere icra esnasında bu nota görüldüğünde sadece vurulup geçilir. Ayrıca çarpma notası ölçüye dahil değildir. Aşağıda çarpma notasının şekli ve kullanımı görülmektedir. Polifoni: Polifoni, çok seslilik demektir. Batı müziğinin çok sesli olmasına karşın Türk Musıkisi tek seslidir. Batı müziğinde majör ve minör gamlara karşılık olarak Türk Musıkisinde dizler vardır. Bu dizileri bozmak ve üst üste koyarak çok sesli hale getirmek imkansızdır. İşte bu nedenle Polifoni bizim müziğimize uygun değildir. Aşağıda Polifoniye bir örnek yazdım. Eser Ludvig van Beethoven'ın Moonlight (ayışığı) Sonatının giriş kısmıdır. Görüleceği üzere piyanoda sağ el üstteki portede yazılan notaları çalarken, aynı anda sol el alttaki portede bulunan notaları çalmaktadır. Kreşendo: Bir eserin bazı yerlerinde sesin şiddetinin yani volümün kademeli olarak yükselmesi istenir. İşte ses şiddetinin yükselmesi istenilen yerden itibaren Kreşendo denilen işaret koyulur. Aşağıda portenin altına çizdiğim işaret kreşendo'dur. Dekreşendo: Kreşendo'nun tersi olarak, bir eserin bazı yerlerinde ses şiddetinin azalması istenir. İşte bu durumda da Dekreşendo denilen işaret kullanılır. Aşağıda portenin altına çizdiğim işaret dekreşendo'dur. |
Prozodi: İşte Türk Musıkisinin en önemli konularından birisi; Prozodi. Bir sözlü eserde (şarkıda) eserin sözleriyle müziğin uyumu ne kadar birbiriyle iç içe girerse o eserde anlatılmak istenilen duygu güçlenir. Bir şarkının sadece sözlerinin güzel olması o şarkının güzel olması için yeterli değildir. Müziğin de sözlerin anlamını pekiştirmesi gerekir. Bunu bir örnekle göstermeye çalışayım. Sözlerini Yahya Kemal Beyatlı'nın yazıp Münir Nurettin Selçuk'un Kürdilihicazkar makamında bestelediği Endülüs'te Raks şarkısı prozodi için en güzel örnektir. Bilindiği üzere Endülüs İspanya'da kurulmuş bir müslüman devlettir. ENDÜLÜS'TE RAKS Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı. Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı. Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir. İspanya neş'esiyle bu akşam bu zildedir. Alnında halka halkadır aşüfte kâkülü, Göğsünde yosma Gırnata'nın en güzel gülü. Altın kadeh her elde, güneş her gönüldedir, İspanya varlığıyla bu akşam bu güldedir. Raks ortasında bir durup, oynar yürür gibi; Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi. Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü, sürmeli. Şeytan diyor ki, sarmalı, yüz kerre öpmeli. Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle, Her kalbi dolduran zile, her sineden: "O le" Üstad Münir Nurettin Selçuk besteye başlanmadan önce makam seçiminde doğru bir tercih yapmış ve kürdilihicazkar makamını seçmiştir. Bu makam yapısı itibariyle dik ve hareketli bir makamdır. Ayrıca şarkının sözlerine uygun olarak müziğiyle bize İspanya'yı yaşatmıştır. Müziği dinlerken sanki bir Carmen dinliyor gibi "İşte bu İspanyol müziği" dersiniz. Beste, başladığı hızla devam ederken sözlerin bir yeri şöyledir; Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi; Burada söz de müzikte durur. İşte bu bestecinin prozodiyi en güzel gösterdiği yerdir. Notasını yazdığım bu kısmı aşağıda görebilirsiniz. |
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|