Konser,Konferans veya Tiyatro gibi görsel ve işitsel mekanlarda
Bina performansını, iç ortamda kullanıcı konforunun düzeyine bağlı değerlendirmek söz konusu olduğunda, ortam sıcaklığı, hava kalitesi, aydınlık düzeyi, gürültü ve ses de­netimi ana belirleyiciler olarak gösterilebilir. Gürültü ve ses denetimi, akustik biliminin konusudur. Başka bir değişle akustik, sesin oluşumu, kontrolü, iletimi, karşılanması ve bunların etkilerini inceleyen bir bilim olarak tanımlanabilir [1].

Akustik olarak uygun özelliklerde salonlar tasarlayabilmek için, mimari biçimleniş ve hacimde kullanılan yapı gereçlerinin özelliklerinin doğru tanımlanması son derece önemlidir. Konser salonlarının olumlu akustik özellikler taşıyabilmesi ancak, tasarım aşamasında belirli parametrelerin gözönünde bulundurulmasıyla mümkün olabilir [3]. Bu nedenle salonun eni, boyu, sesi yansıtan yüzeyleri ve daha birçok özelliği ayrıntılarıyla ince­lenmeli ve bunlara dayanarak çeşitli hesaplamalar yapılmalıdır. Bu hesapla­malar, mekan içerisinde sesin ne şekilde yankılanacağını ortaya koyacaktır [2]. Ayrıca konser salonlarında sesin yansıma süresi belli bir düzeyi geçtikten sonra ses netliğini kaybeder ve gürültüye dönüşür. Bu nedenle sesin ortam­daki hareketini anlamaya yönelik ses emilim oranları, sönümlenme zamanı ve yansıma miktarının hesaplanması gerekmektedir. Bu tür hesaplamalarda bilgisayar simulasyonlarıyla salonların akustik değerlendirmeleri, objektif ve subjektif değerlendirme parametrelerinin elde edilmesi mümkün ola­bilmektedir [4].

Akustik açıdan konser salonunun doğru tasarlanabilmesi için salon biçimi, sahne yüksekliği ve formu, ses kaynağının konumu, dinleyici platformu eğimi ve tasarımı, arka ve yan duvarlar, yansıtıcı levha boyutları ve balkonların şekli son derece önemlidir. Salonun biçimi belirlenirken, sözkonusu hac­min işlevine bağlı olarak hareket edilir. Örneğin dikdörgen şeklinde olan salonlar, klasik müzik ve opera açısından en iyi form olarak kabul edilirken, yelpaze ve nal biçimleri opera ve konuşma için uygundur. Sahnenin planda ve kesitte salona açık olması, özellikle sahne tavanının çok yüksek yapılması ve yansıtıcı panolarla desteklenmesi, sesin kaynaktan çıkarak salona ve din­leyicilere daha rahat ulaşmasını sağlar. Dinleyicilerin bulunduğu parterde, hem görsel açıdan hem de akustik açıdan en olumlu bölge, din­leyici platformunun orta kısmıdır. Bu bölgede, en çok dinleyicinin yer almasına elverişli biçimde koltukların yerleştirilmesi gerek­mektedir.


Salonların akustik tasarımında ses yansıtıcı levhalar ve kullanıldıkları bölgeler büyük önem taşımaktadır. İlk yansımaların oluşumunun sağlanması ve arttırılabilmesi için, sahne yakınına, ta­vana ve yan yüzeylere bazı durumlarda da arka dinleyici yakınlarına yansıtıcı elemanlar yerleştirilmelidir [3].

Akustik olarak dengeli salon oluşturmanın iki temel kuralı vardır. Bu kurallar durağan dalga oluşumunu engellemek ve oda rever­bünü kontrol altına almaktır. Durağan dalga oluşumu, karşılıklı paralel yüzeylerin arasındaki mesafeyle bu mesafede oluşabilecek ses dalgalarının boyları arasındaki ilişkilerden meydana gelir. Duyulmadığı için önemsenmeyen bu dalga hareketleri, konser sistemlerinde, monitor ve mikrofonların biraraya geldiği sahnede sonsuz döngü oluşumuna neden olur. Mekan içerisinde mey­dana gelen durağan dalgaların frekanslarını bulmak, sahneye yerleştirilecek mikrofonların konumlarından, sistem akorduna kadar birçok detayın şekillendirilmesini sağlar. Bunu etkileyen en önemli boyutlar ise sahnenin eni ve yüksekliğidir. Hacim içerisinde oluşacak döngüler, mikrofonlar yoluyla salonu seslendiren sisteme taşınır. Bu nedenle oda boyutlarında birbirini tekrar etmeyen ölçül­erin kullanılması, durağan dalga oluşumunu engellemek açısından son derece önemlidir. Akustik olarak dengeli salon oluşturmada bir diğer önemli unsur olan reverblü ses ise, direkt ses ya da ilk yansımalara göre farklı tavırlar gösterir. Direk ses ve ilk yansımalar, emilim etkisiyle sönümlenir, fakat reverblü ses bağımsız olarak bir süre havadaki varlığını sürdürür. Bunun nedeni oda içerisindeki herhangi bir noktada değişik şiddette ve genlikte birbirine eklenmiş çok fazla miktarda ses dalgasının oluşmasıdır. Reverblü alanın ses seviyesi odanın hacminden çok, toplam yüzey emilim katsayısına bağlıdır. Bu nedenle reverbünü kontrol altına almak için mekan içerisinde kullanılan yüzeylerin ses emilimleri açısından doğru ter­cih edilmeleri gerekmektedir [4].

KAYNAKLAR:
[1] Kurtay, C. , Eryıldız, D. I. ve Harputlugil, G. U. (2008). Mimar Kemaleddin Salonu Akustik Performans Değerlendirmesi ve Performans İyileştirme Önerileri, Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der., Cilt 23, No 3, 557-568.
[2] Akustik Nedir. (n.d.). http://www.hakkinda-bilgi-nedir.com/akustik-nedir+akustik hakkinda-bilgi.
[3] Ayşe Erdem Aknesil, A.E. (n.d.). Salonlarda Akustik Tasarım, http://www.evkultur.com/mimarlik/salonlardaakustik/salonlardaakustik.htm.
[4] Konser Salon Akustiği. (n.d.). http://www.galatasarayitm.com/kaynaklar/konser-salonu-akustigi.html.